23 Ocak 2022 Pazar

İçimdeki Mırıltılar - 1

 ____

Beyaz bir karanlığa yaktım bu gece güneşimi. 

Sarı, kırmızı rengarenk şimdi karanlık.

Isınsın istedim sağım, solum. 

Dudaklarım, ellerim, burnum.  

Gördüklerim, hatırladıklarım, görmek istediklerim.

Neler neler kalmış karanlıkta, gördüm.

Neler neler saklanmış aklımda, gördüm.

Işığın uzak kaldığı, nemli olan o yeri ısıtmaya çalışınca hatırladım. Kalkanımın gücünü çoktan kaybettiği o günleri, az da olsa ılık temiz bir hava, azıcık bir güneş nasıl nefes aldırırdı. Soğuk ve  karanlığına bırakmışım, her şey belki kaybolur gider diye. O zaman da yakabilir miydim güneşi? Yaksam da şimdi ki kadar renklenir miydi? Bu kadar  teslim olur muydum? Bilinmez. 

Fanusa sakladığım zamanlar vardı aklımın arkasında. Her adımın başka bir melodisi olduğu zamanlar. Bakınca nasıl daha da yeşerdi yapraklar, renklendi çiçekler. Hatta deniz koktuğuna yemin edebilirim. Ufaktan bir bira kokusu. Koşuşan hayvanlar. İlerideki o siyah at.  İlerideki kuş denizde yüzüyor. Balıklarım uçuyor. Benim ise midem de ufak sancılar, soluk borumdaki kesilmiş nefes yüzünden düzensiz atan kalbim. Yüzüme yerleşmiş kendini tutamayan gülümseme. Ne kadar da özlemişim. 

Zamanı birbirine karıştırmanın kimseye faydası yok, biliyorum. Her zaman kendi yerinde, kendi anında özel. Ama onları da sulamak, ışıksız bırakmamak gerek sanki. Çürüdü sanılıp, köşeye attıklarımız şimdiki hayatın gübresi. Varlığıyla mutlu eden her an da öyle. "Muhakkak farklı bir şeyler olagelmeli, öyle bir şey ki, insan, 'artık sonuna gelmiş olsam bile beklemeye değmiş' diyebilmeli." demişti Dino Buzatti, Tatar Çölü kitabında. Elimdeki kocaman güneş ile, andıklarımı birleştirince oluşan tüm ekosistem benim yaşama sebebimken, arkada bırakmak yerine gübresiyle, güneşiyle, suyuyla, sabırla, olacak olan ve olan zamanla yaşamak değilse derdim, ne? Çölün ortasındaki pelerin mi?

__

* Bolca kar, özlem, sessizlik iç sesi içten çok, mırıltıya çeviriyorsa onu da ayrı yazmak gerek diye düşünüp, yeni yazı serisini de buraya bırakmak isterim. Nine tarzı çok sevin önerisinin yanına, bence ne şartta olursa olsun söylemeyi de ihmal etmeyin. Ya zaman çok hızlı dönüyor ya da neden üzerinizde kalsın ki. 

** Defalarca daha dinleyip, bu şarkıyla sayfalarca yazabilirim. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...