12 Ocak 2022 Çarşamba

Hücre Notları - 5

__

Özlenen bir şarkıyı hatırlamaya çalışırken, takılan notaların ileri gitmesi için kaç kez tekrar etmek gerekir? Her şeyi kalıbına sokmaya çalışırken bu değil miydi niyeti diye düşündü. Uzunca susuşlarının bile zamanları vardı. Ağlamasına sebep bazı sahneler. Et yediği belli günler. Yürüyüş yaptığı belli saatler. O zaman sarmalına biri girdiği olduğu zaman bile, hep aynıydı. O sarmal giren kişinin bazen boynuna dolanıyordu. Nefessiz bırakacak kadar. O yüzden ne o birini tutabiliyordu hayatında ne de biri kalabiliyordu. Hayat boyu her detayı belli olan bir hikayeyi bozmayı haksızlık görecek kadar memnun gibi davranırdı. Ondan belki de hikayeyi şekillendirmesine el vermek yerine oraya uyum sağlamaya karar vermiştim. Girdiğimde güneş açan çiçeklerim, rüzgarlara dayanamamıştır. Sığınacak bir yer de bulamayınca solmayı seçtiler. Ama yine de kalmayı seçtim. Toprağı yeterdi. Öyleydi ya, zaman sürprizlere her zaman açıktı. Bir yer açarsa, tohum atarsa, yeşermesi neden mümkün olmazdı ki?  

Bir düşünce yumağında eğer kelimesi ne kadar olursa vazgeçmek gerekirdi?

Bir avuç ihtimal ve doğru zaman kombinasyonları arasında sadece yürüyüp geçmek, kimselere dokunmadan, konuşmadan devam etmek değil miydi insanı emin kılan? Bunu savunuyordu dilim. Herkese hep bunu haykırdım. İnanmalarını istedim. Eğer onlar inanırsa ben de yapmak zorunda kalacaktım gibi. Ne onlar inandılar, ne de ben savundum sonraları.

Aklımın en karanlık köşesinde gözyaşları içerisinde günlerce geçmesini bekledim. Birinin perdeyi açması için Tanrı'ya yalvardım kaç gün. Sonra bir gün o perdeyi bir rüzgar açtı. Aydınlık halim, karanlık halimi beğenmez sanırken, sadece sarıldı. Bilinmezlikleri sayıklarken, o sarılarak geçip gitmesine eşlik etti. Tanrı' yı ilk defa içimde hissettim. 

Bir varlığın ulaşılamaz olduğundan ne kadar zaman sonra emin oluyorduk?

___

* Bir hikaye uydurmayı seviyoruz içimizde. Sonra bundan bir roman çıkarmaya çalışıyoruz. Hikayeniz bol, sevmeleriniz dopdolu olsun. 

** Yeni düzenimde ilk yazım olarak buraya tarih düşeyim. Tek seferde ıkınmadan, sadece aklıma geldi diye cümleler döküldü. Bu sefer bir sürü şarkı eşlik etti ama sadece Niall Byrne' ın parmaklarına ait. Özellikle de bu parça.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...