Boğazımda hissettiğim bıçak korkuturken bedenimi, nefesim cesaretle ve aşkla ölümü bekleyen yeni gelin misali.
Kaybetmiş bir insanın yapacaklarından farksız şuan ki yapacaklarım.
En kolayıydı ölmek.
Bedenim korkar evet belki ama, ruhum yorgunlukla, sevgiyle bekler onu.
Daha dün hissettim asıl ölümü sen benden giderken.
Üşüyen bedenim ceset gibi.
Aynada gördüğüm o beyaz ve mor karışımı dudaklarım, sararmış yüzüm, çökmüş gözaltlarım herşeyi özetler gibi.
Şimdi ne için savaşmalıyım?
Emanet verilen bir beden için mi?
Var olan tek bir şey var içimde, o da inancım.
Bir onu alamadın benden.
Bundandır isyan etmemek için direnişim.
Boğazımda bıçak.
Bıçağın soğukluğu değdiği yeri soğuturken, gözlerimden yaşlar iniyor tüm sıcaklığıyla yalvarır gibi.
Kes gitsin artık, terketsin bedenim beni.
Kes bitsin tüm hayallerim.
Kes insin, inmeyen boynum aşağı.
Kes ki kesilsin nefesim.
Kes ki dursun kalbim.
Kes ki yanımda olan tek varlığıma kavuşayım.
Sadece “O” nun olayım.
19.04.2011
* Bu kadar zaman sonra blogspotta yazabilmek ne kadar güzel bir duyguymuş..
4 Mayıs 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İçimdeki Fısıltılar - 5
___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu. Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...
-
İlk defa böyle bir yazı yazmak durumunda kalıyorum. Dün akşam kapımı çalan bir anneden bahsetmek istiyorum sizlere. İnternet kocaman bi...
-
............ Bir Cuma akşamını serdim yere... Üzerine yatıp, göğü karartmaya karar verdim. Bir anda.. Bana amade bir günmüş gib...
-
Akşam uyumadan önce aynı şarkıyı mırıldanıyordum, sabah aynı şarkıyla uyandım. Mutluydum gözlerimi açtığımda. Uzun zaman olmuştum. Koca bir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder