___
Sarı sıcak bir ıslaklık,
Tuzu saçlarına yapışmış,
Güneşi yanaklarına yerleşmiş, kırmızı.
Pervazı gözlerine koymak gerekti.
Bakamıyordum uzunca.
Bakabilir miydim?
Sanmıyorum.
Bu kadar nemliyken gözlerim.
Ne zaman baktıysam sana,
Umursamaz gibi gözlerin uzakta,
Kulakların ve dudakların asılı merakta.
Kendinden emin olmayan tek yer ellerin,
Nereye koyacağını bilmediğin.
Dinlemeyen çocuk gibi her şey ile temasta.
Bilmiyorum.
Tüm ayrıntılar nasıl bu kadar aklımda?
Gözlerimi kapattığımda, işte orada!
Ne zaman dalsa gözlerim, karşımda.
Öyle sakin ve sessiz ki anılarım.
Anılar hareketsiz olur mu?
Akmasın, donsun istemişim o an.
Hatırladıklarımı çerçevelemişim aklımda.
Uzunca zaman bakayım diye.
Uzunca konuşayım zihnimde,
Uzunca hayaller koyayım diye yanına.
Böyle değil miydi?
Böyle olmalı sessiz antlaşmamız.
Yoksa tarif etmesi zor,
İmkanı sızı ile buluşturup,
Her şeyi imkansız yapmanın becerisini.
Kilometrelerin uzunluğunu,
Kelimelerin milyonlarcasını,
-saydıların sınırsızlığını,
Sadece "iste" emri siliyordu değil mi?
Tanrım duyuyorsun biliyorum.
O resme bakalım mı beraber?
Sadece ağlarken yine sarılır mısın bana?
____
* Çok sevin!
** Çok okuyup, değiştirmek yerine yarım kalanı bir kere okuyup, devam ettiği takdirde de belki bir şeye çeviririm diye yazıp sonrasında paylaşıyorum. Maksat ölümsüzlüğü bir yerden yakalamak değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder