9 Eylül 2011 Cuma

Zaman

Güneş terkederken kızıl kızıl şehri, şehir ışıklanıyor kendiliğinden bir yandan. Güneş batıp, ay aralarken kendini bulutların arasından, denize bir resim çerçeveleniyor. Ben, eski bir terasta olanları izliyorum bir çift gözle. Öncesinde eşlik eden bir çift gözü terk ettiğim anları anımsamaya geldiğim bu yerde, gözlerimi alan sahneye dalıp gidiyorum. Virane bir kalbi, umutsuz zamanlardan kurtarmak için koşar adım gelen bir arkadaş gibi yüzümü gülümsetiyor izlediklerim. Ama ne çare daha da çok düşündürüyor bir yandan da.İnsanlığın akıl erdiremediği bir çok şeyi çözecekmişsin gibi geliyor. Ama ne çare. Limitsizce kullanılan cümleler arkasına, ben de birkaç cümle ekliyorum. Zaman diyorum, sadece zaman.

Zamanı saklamak zor. Olanları tartmak, sıraya koymak daha zor.

Öyle bir zaman ki; Koşsan yetişilmiyor. Uyusan durmuyor. Sadece beklesen geçip gidiyor. Nefes almasan bitiyor.

Öyle bir zaman ki; her şeyi içinde saklıyor da, birkaç saniyeyi hatırlatıp, sadece o kadar yaşamış gibi hissettiriyor.

İnadına yaşanılan zamanlar var bir de elbet. Herkesin istemediği, senin bile kendine konduramadığın zamanlar. Kendinle savaştığın, gün ışığına çıkınca insanlarla savaştığın, battığında ise yine kendinle başbaşa kaldığın.

Yatağımda, başucumun tam tersi yönde oturdum loş ışığımda. Duvarıma astığım onlarca fotoğrafa bakıyorum. Hep bir başka haldeyim. Hep mutlu zamanlar seçmişim asmak için. Dalıyor gözlerim, mühürleyip saklamak mümkün olsa diye iç geçiriyorum. Hangisine? Seçmesi zor karar. Resmedilmiş bir anıya değil de; bir kelimeye, belki de bir notaya saklanmak en ölümsüzü. "Kendine adanan, bir sürü anı" gibi.

Hayaller işte. Şu an ne zamanı geri almak mümkün,ne durdurmak, ne de ileriye gitmek. O andan ibaret, geçmişle çevrili, gelecek kaygılı.


* Bir gece yarısı, yarım kalmaya mahkum kalan bir yazı. Tamamlamak istemedim belki de. Zamanla, derdim hiç bitmedi diye.
** Yeni Türkü' den Ağır Kapı; Şiiri gibi okumak ayrı bir zevktir. Bu şarkıyı yazmak ve bestelemek ayrı bir zanaat. Dinlemek ise zevkli ve anlamlı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...