Işıkları kapatmıyordu çok zamandır.
Ezan sesiyle irkiliyordu bazı sabahlar.
Uykusu bir saati tamamlamadan,uyanıp bir daha dalıyordu uykuya.
Her birinde farklı rüyalar görüyordu hatırlamadığı.
Sabah ilk işi,
Işığı kapatmak oluyordu ve aynadaki suretin varlığını kontrol etmek.
Hep aynı mimiklere sahipti.
Sert ve kararlı yürürdü.
Ama tek bir ses ürkütürdü.
Mütemadiyen içinden konuşurdu, dışındaki sessizliğin tersine.
Bazen zaman kovalıyordu, bazen zaman onu.
Yakalasa zamanı kendi salıyordu da ipini,
Zaman onun kadar merhametli değildi.
Yakaladı mı canını acıtmadan bırakmazdı.
Alışkanlık denen mereti de bu sayede öğrenmişti.
Alışmıştı mesela acıtmasına.
Yüzüne vuran rüzgar misali, yürümeye devam ederdi.
Konuşurken kelimeler sırasız dökülürdü,
Ara sıra aklındakilerle karışırdı da farkettirmezdi.
Dinlerken düşler kurar, konuşurken orada olurdu.
Gününü, sadece o günmüş gibi yaşar,
Bir anda kararlar verirdi.
Gitmek,gelmek,affetmek,kovmak...
Ölmek dışında herşeyi.
Olmasa inancı,
Başını eğmeyeceğini bilse Tanrı karşısında,
Ona bile müdahale edebilirdi.
Tüm günü bir koşturma içinde bitirirdi hep.
Bittiğinde kendi bile şaşırırdı.
Döndüğü yer neresi olursa olsun,
Hep aynı sabahlara gebeydi günün sonu bilirdi.
Işıklar açık, bedeni yatak içinde kayıp.
*Bir anda ve şuan yazılan ve yarım kalan, kesik.
** Paylaşılan; Ezginin Günlüğü - Zerdaliler. Yine özel dosyasından.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İçimdeki Fısıltılar - 5
___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu. Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...
-
İlk defa böyle bir yazı yazmak durumunda kalıyorum. Dün akşam kapımı çalan bir anneden bahsetmek istiyorum sizlere. İnternet kocaman bi...
-
............ Bir Cuma akşamını serdim yere... Üzerine yatıp, göğü karartmaya karar verdim. Bir anda.. Bana amade bir günmüş gib...
-
Akşam uyumadan önce aynı şarkıyı mırıldanıyordum, sabah aynı şarkıyla uyandım. Mutluydum gözlerimi açtığımda. Uzun zaman olmuştum. Koca bir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder