31 Ağustos 2010 Salı

Kısa kısa


Ne gece ne de sabah. Tam ortasındayım zamanın. Ne tarihi belli, ne de saati.

Günlerden bir gün yine işte.

Camlarım sonuna kadar açık. Perdemi şaha kaldıran rüzgarı konuk ediyor odam. Rüzgar ise, en arsız misafir. Estikçe esiyor. Ürperiyor vücudum, rüzgarın şiddeti arttıkça. Titredikçe bedenim daha da çok sarılıyorum yabancı kokan çarşafa. Gözlerimi kapatıyorum sıkıca, uyurum, dalar giderim rüyalara diye. Tutmuyor uyku titremekten.

Aklımda hep aynı düşünce. Camı kapatsam herşey bitecek ama şu an tam aksine gözlerim ıslanmış, yüzümse rüzgara dönük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...