25 Ağustos 2011 Perşembe

Kıssadan Hisse Zamanlar - 3

Kaç defter tüketmişim şimdiye kadar,ne garip sığdıramamışım aklımdakileri bir türlü.
Sayfalara dokununca anlıyorum herşeyin anlamını.
Aslında ellerime sığınan,sıcağına sığındığım kalemlerim imiş.
Nasıl da kabarık sayfalar.
O kadar belli ki; tüm gücümle kalemle deftere dokunuşum, toprağı eşeler misali.
Hiç silinmesin diye uğraşmışım,ne yazdıysam hep kalsın istemişim.
Yolda giderken yazılmış bazıları.. Bazıları da başka mekanlarda..
Bazen oturup dizmişim tesbih gibi, sıraları bir şekilde kafamda uçuşanları...
Bazen tutmuşum birini not almışım, unutmak derdine.
Bazen de en uç duygularımın tarihleri kalsın, tekrar okuduğumda duygularım daimi hissetsin istemişim sadece.

Yazılanları tekrardan okuyorum uzun zamandan sonra.
Okudukça anlıyorum tüm sahip olduğum varlığımı.
Nasıl da kendinden emin tüm sevmelerim, hüzünlerim, sevinçlerim... Dilediklerim,ahlarım...
Arafta kalan zamanlarımda daha da gömülmüş ellerim mürekkebe.
Aklı başımda sevdiğimde de, aklım beni terk ettiği zamanlarda da.
Kelimelerle oyun oynamışım sadece, maddelere anlam yüklemişim kendimce.
Bazen insanlar öldürmüşüm, bazen insanları sonsuzlukla ödüllendirmişim.
Yakmışım bazı bazı çemberimi, kimse gelemesin diye yanıma.
Sonuna kadar yaşamışım ne hissediyorsam.
Söndüğünde herşey çıkmışım dışarı, herkesle paylaşmışım bağıra bağıra.
Ama her noktadan sonra; birileri anlasın olmamış hiç derdim.

Ne bekler insanlar birbirinden bilmem ama biz hiç birşey beklememişiz birbirimizden.
Ben kalemle bir olmuş yazmışım sadece, o da misafirperverliğini göstermiş.
--
Yazarken kendini kaybeden ben, şimdileri yaşarken sadece suskun.
İzlemiyorum olanları, anlamlar da yüklemiyorum.
Ama yaşıyorum yine de istediğim gibi.
Sadece kaybolsun kabuslarım diye zamanın dolmasını bekliyorum.
Zamanı hoyratça harcamayı bir matah sayan insanlardan gibi gözüken, ama yine sonuna kadar gerçek olan biri olmakta yeter bana bir süre.

*Çok sevilin Sayın Okurlar, ama çokta sevin. Sevmek kolay birini, evet. Ama, nefes almak gibi de önemli. Bir ruh ve beden için Yaradana borçlu kalabilirsiniz.

**  Bu yazımı dün gece karalarken, bugün de düzenlerken kulağımda; "Mor Karbasi- Morenica /Shecharchoret" şarkısı vardı. Esmer bir kızın masalıymış. Gönül Yarasında ki (2.45' e dikkat) bir sahne misali, öncesinde anlamını bilmeden beni duygulandıran, öğrendikten sonra da boşuna içimi sızlatmadığını anladığım bir parça. Hem kendime ithafen olsun, hem de sizlere. İyi dinlemeler.



1 yorum:

  1. Seni tanımasam da her yazını okuduğumda aynı şeyi geçiriyorum içimden -Keşke beni sevseydin.Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...