23 Eylül 2009 Çarşamba

BÜYÜK ÇIĞLIK MUSE

Muse... Yeni nesilin Hollywood katkılarıyla tanıdığı, bizimse yıllar önce sevgimizi güzel şarkılarla perçinleyen grup. Radiohead' i nasıl göğsümüze bastıysak, Muse da aynı şekilde. Neden? Nedensiz 10 sene sonra yine onları dinleyeceğimizden eminiz çünkü.


Neyse biz gelelim yazının asıl konusuna. Muse, beklediğimiz 6. albüm "The Resistance" la karşımızda. Duyurularını bol bol yaptığı, gerek tadımlık demolarla bekledik. Albümün bütünü olarak bakarsak, gerçekten iyi. Her Muse albümü gibi kısıkta değil, yüksek seste dinleyeceğiniz, bağrınarak eşlik edeceğimiz şekilde olmuş. Evet dinlerken rüzgarda kulağınıza tanıdık melodiler gelecek. Ama sorun yok, derin nefes alın.

Şarkı şarkı analiz yapmak istiyorum ama dinlemeden önce büyük önyargılarla dinlemenizi istemem. Ama yaşlı kadın modunda bazı uyarılarda bulunmadan geçemeyeceğim. Kısa kısa geçmek gerekirse;



1- Uprising: Daha şarkı başlarken anlıyorsunuz güzelliğini. Süper yükselişleri bağrınarak şarkı söylemeye itiyor. Muse u Muse yapan şarkılardan biri olacak gelecekte, demeden de edemem. Gözümde uçuşan bir sürü şeyler var nedense. Ayrıca sesiniz kötüyse yüksek sesle eşlik etmeyin evde falan. Dost uyarısı yahu:) (Neden bu şarkıyı New moon da duyacakmışım gibi geliyor.)

2- Resistance: Sakin girişi, süper nakaratıyla dikkat çekiyor. Ve evet bence de "love is our resistance" . Film müziği gibi böyle. Gelsinler abiler, klipleri benden hatta. Süper düşüncelerim var onlar için :)

3- Undisclosed desires: Güzel aşk şarkısı. Muse değil de güzel pop yapan abilerimizden biri mi söyleseydi ki. Yoksa bu bir alıştırma evresi mi. Pop mu yapmaya karar verdiler nan! diyor insan içinden.

4- United States of Eurasia (+Collateral Damage): Cık cık cık... Getirin bana Bohemian Rhapsody imi, yine söyleyelim bağırarak. Direk es geçiyorum efendim.

5- Guilding light: İyi dinleyin. MJ in bir şarkısını anımsatmakta. Vasat gibi gibi.

6- Unnatural Selection: Süper bir bass ve karşınızda muse. Süper bir şarkı. Sanki işte biz buyuz der gibi. Tanımak istediğimiz grup bu diyorum. Komşuları unutmadan dinleyin.

7- Mk Ultra: Efenim sanırım Matt in söylerken ne kadar zevk aldığını fark etmişsinizdir dinlerken. Güzel bir başkaldırış.

8- I Belong To You: İyi bir giriş-bitiş, inişli çıkışlı bir düzende matt in kendinden geçmesi falan derken şarkı nasıl bitiyor anlamıyorsunuz.
*Güzel bir dipnot: Bu şarkıyı sevgilisine yazmış. Kıskandık tabii.

9-10-11 Exogenesis -Symphony: Bu 3 parçayı huşu içinde dinlemek lazım. Gözlerini kapattığınızda farklı bir yerlerdede olduğunuzu hissetmek hiçte zor olmuyor. Mesela Part 1 (Overture) karanlıkta kaybolmuş, Part 2 (Cross-Pollination) kendinizi cenazedeymiş hissi veriyor. Part 3 (Redemption) e gelince, dinlerkende verdiği huzur, gereksiz mutluluk bir başka mesela.

Kısa apar topar yazılan bu yazıyı "Dinlemeden geçmeyin" der ve bitiririm.

*Gereksiz dipnot: Zaten hasta insan modunda olmama rağmen halen nasıl blog yazacağım diye uğraşıyorum. Üzerimde gereksiz bir hasta inadı zamanında yazdığım ama bir türlü tamamlayamayıp yarım bıraktığım yazıyı tamamlama arzusuyla yazdım.

*Hapşuuuuu....

21 Eylül 2009 Pazartesi

Kod adı:Yassah hemşerim ülkesi burası


O kadar uzun zamandan sonra tatil yapmanın, hakikaten kafa dinlemenin doruğuna ulaşırım diye başladım güne. Başlangıç hiç te fena değildi aslında. Süper bir kahvaltı gibisi var mı? Kahvaltıyı diet harci düşüncelerle yaptıktan sonra anne uyarısı "misafir gelebilir" denince heryer n.ş.a. bayram standartlarına getirilir ve asıl şimdi ben boşum denir bizim evde.
Elimde insan ötesi koca kupun içinde çayım oohh şöyle rahat kafayla münasebet içerisine gireyim dedim bilgisayarımla. İlk olarak tabii face :) , ondan sonra gmail-blogum, last.fm açılır bende. İlk sekme tamam, bloguma yine ulaşamıyorum ve şok last.fm koca bir yazıyla beni bekliyor. Last.fm MAHKEME kararıyla erişimimi engellemiş. Söylenme moduna geçtim ardından myspace e girdim. Hani Muse falan yeni albüm yaptı araştıracağız edeceğiz ya. Ordan da aynı cevabı aldım. MAHKEME KARARI!!! Başka bişey değil. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz ya? Hangi mantıkla, hangi boş zamanla böyle şeylerle uğraşıyorlar bu adamlar. Hatta ileri gideceğim biliyorum ama nedne benim canım ülkem canım devletim böyle boş adamların cebini dolduruyorlar. Hayır engellenecek okadar site varken birde. Bakıyorsun tüm bahis siteleri açık. Bunlara kimse dokunamıyor, benim cancağızım bilgi kaynaklarım kapalı.Gerekçede ayrı bir süper tabi. TELİF HAKLARI. Güzel ülkemde birbirinden nadide okadar sanatçı var ki, o şarkı indirmeleriniz yüzünden albüm yapamıyorlar haberiniz var mı??? Karşımda biri olsa da indirsem yüzünün ortasına demek geliyor içimden.

Neyse boş konuşuyoruz işte öyle. Daha nelerle karşılaşacağız acaba?

Hoş bu söylenmem fazla sürmedi tabii ki. Böyle durumlarda DNS ayarlarınızla oynayın arkadaşlar. Yasaklayan boş beyinler biraz sürünelim istiyorlar heralde ki çözümü olan şeylerle bukadar uğraşıyorlar. Hatta şöyle güzel bir kaynak vermek gerekirse https://www.opendns.com/ . Güzel bir kurcalamayla çözeceğinizden eminim.

İyi bayramlar dileklerimle....

14 Eylül 2009 Pazartesi

11 Eylül 2009 Cuma

Ve geldi =)


Hesi' nin sihirli ellerinden çıkmış olan bilekliğim geldi. Hem de hediyesiyle beraber. Çok mutlu ettin beni canım.

Teşekkür ederim Hesi. Ellerine sağlık.
* Tıkla, tıkla! =)








Bir şehre yağmur yağdı... Ben ağladım...

Nasıl bir şeydi bu yaşananlar. Koca şehrim İstanbul bu kadarda güçsüz olmamalıydı belki de. Makyajı akmış yıkılmış bir kadından farksızdı İstanbul. Ne kadar beraber olduğumuzu, ne kadar kibirli ve ne kadar bencil olduğumuzu ortaya çıkardı yağmur. Kirletildiğimizin sahnesiydi, kirlettiğimizin yada...

-Sabah dünden beri dinlememek adına herşeyi yapmama rağmen sabah dinlemek zorunda olduğum haber yüzünden bu sitemim.

"Azra bana sarıldı Dila kaydı gitti" diye feryad eden bir anne, "Kardeşimi yakalayabilirdim" diyen 5 yaşındaki ufak bir kız. Gözümün önünde o sahne. Bir annenin başına gelebilecek en kötü şey değil midir yaşanan? Ellerinden kayıp giden bir hayat, bir can, bir parça... -


Sussam iyi olacak...

Kelimeler yetersiz. Boğazımda koca bir yumruk. Umarım gün ışığı çabuk aydınlatır hepimizi...

10 Eylül 2009 Perşembe

Paco De Hulucia

İçimden geldi. Ondan da bahsetmeliyim diye düşündüm. Tepenin başına kurulmuş bir şirkette hayata bazen aynı pencereden baktığım biri bu bahsedeceğim kişi. Öncesinde az az konuşunca, işin içine müzik karışınca, zaman geçtikçe ne kadar samimi ne kadar süper bir insan olduğunu anlayıp daha da iyi olduk. Konuştukça cümlelerle valsine hayran kalmamak mümkün değil.

Tabii bu kadar konuşma sonrasında nedense alakasız blogu olduğunu ve gizlediğini düşünmedim değil :) Ama aslında hiçsesaret etmemiş od a benim gibi. Birbirimiz kayıtsız kalamadık ve sonunda onu da blog alemine kattık.

Bu müzik adamına http://kaybolansandal.blogspot.com/ dan ulaşabilirsiniz. Daha çok yeni. Eminim ki biriktirdiği çok cümle vardır onun şimdi. Heyecanla bekliyorum :)

Kendime yeni bir ben lazım

Akşam uyumadan önce aynı şarkıyı mırıldanıyordum, sabah aynı şarkıyla uyandım. Mutluydum gözlerimi açtığımda. Uzun zaman olmuştum. Koca bir gülümsemeyle karşıladım aynada kendimi, onca zamana inat.


Değişikliklere başlamak istedim. Beni üzen insanlardan uzaklaşmak en doğru şey olur diye düşündüm. Yattığım yerden duvarlara bakıp nekadardır ruhumu buraya tıktığımı hatırladım ve odamı değiştirdim. Sonra hatamı yaptım bilmiyorum ama saçlarımın rengini değiştirdim. Biraz sanki koyu oldu ama, aynaya baktığımda mutlu ettiğini söyleyebilirim sonucun. :)


Sonra uzun süredir yapmak istediğim şeyi yaptım. Uzun süredir sadece okuyup takip ettiğim Hesionka yla tanışıp, o güzel cicilerinden kendime uygun olanı aldım. Biraz zor oldu ama olsun. Okadar kibar ki, yardımlarını esirgemedi hiç. Burdan tekrardan şükranlarımı bildiriyim. Şimdi ise cicilerimi bekliyorum büyük heyecanla. Sonra tabii ki burada paylaşacağım.


Ve günün şarkısı... Benim o benim :)

Apocalyptica - I Don't Care

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...