Şimdilerde herkes üşüyormuş..
Yılın ilk ayı..
Kış mevsimiymiş..
Bahar gibi oysa..
Bir güneş yakar içimi...
Rüzgarda esmiyor değil.
Saçlarım hiç aynı kalmıyor...
Savruluyor rüzgar nereye isterse.
Eskiden kalma bir gün gibi bugün..
Yolu tek başıma yürüyeceğim için mi böyleyim yoksa?
__
Eski bir caddede..
İnsanların arasına karışıyorum..
-Ben kalabalığı sevmiyorum..-
Sağa dönüyorum önce..
Eski bir hana giriyorum hışımla..
__
Kitapların arasına dalıyorum.
Uğruna insanlar öldürülen..
Bir kelimeyle bir insan yaratan...
Kağıt kokusu var ortalarda..
Baskın bir küf kokusuna karşı..
__
Kitaplar arasında bir adam..
O olmasa tüm kitaplar savaşacak birbirleriyle..
O olmasa kitaplar sahipsiz kalacak..
Kitapların efendisi diyorum içimden..
Kutsal bir hükümdar..
Kılıcı olmayan bir savaşçı..
Geleceği bilmez belki ama..
Hangi kitabı sorsan bilen bir alim..
Muhabbet ediyoruz uzunca..
Şanslı sayıyorum kendimi.
Bir çay eşlik ediyor..
Çok dinliyorum...
Az konuşuyorum..
Herşeyi öğrenmek için son günümmüş gibi.
Huzurumu yanıma alıp gidiyorum.
Ne düşünüyordum öncesinde?
Kimbilir..
__
Güneşe çıkıyorum yanımda ganimetlerimle.
Yürüyorum hızla...
- Hep hızlı yürürüm, evet..-
Alışkanlıklara devam ediyorum..
Tek..
Bir apartmana giriyorum şimdi..
Tanıdık koku..
Merdivenleri arşınlıyorum..
Son merdiven gökyüzüne açılıyor gibi..
Oturuyorum..
Boşboş mekanın tek müşterisi oluyorum..
Bırakıyorum üstümdekileri masaya..
Ganimetler sağımda...
Önümde defterim..
Karşımda tüm İstanbul..
Masadaki tek canlı benken işer daha kolay geliyor.
Güneş gözümü yakıyor..
Şarkılar seni söylüyor..
Rüzgarı cam kesiyor.
Telefonum durmadan çalıyor.
Elimden büyük bardakta kaybolmayı diliyorum.
Göz kapaklarıma bir perde inmiş gibi..
Açamıyorum tam..
Uğraşıyorum..
Açtıkça pişman oluyorum..
Yaşadığım şehri binalar istila etmiş.
Herkes hırsız olmuş..
İnanmayı kasalara kaldırmış tüm insanlar..
Bense çoktan çaldırmışım..
__
* Çok sevin..
** Birsen Tezer' den gelsin o vakit..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder