9 Kasım 2011 Çarşamba

İstanbul'a İlk İhanet

Sevişmelerin ucuz olduğu bir şehirden,
İstanbul’dan yazıyorum sana.
Farklı şehir kokan bedenini,
Yalanla ve korkuyla beslediğin ruhunu,
Yani seni, özleyerek anıyorum.
Kinimi hangi su söndürür?
Bilmem.
Yüreğimi hangi ateş ısıtır?
Tenime kim dokunur?
Bilmem.
Özünde bu kadar ucuz olan bir şehir,
Yine bu kadar ucuza mı verir cevaplarımı?
Yoksa unutur gider mi bizi de geçmişi unuttuğu gibi?
Belki Beyoğlu katar bizi karışıklığına,
Beyazıt ve Sultanahmet bir olur da saklar bizi o eski sokaklarında belki de.
Hiç biri olmaz da bakarsın,
O yorgan altında bekleriz herşeyin normale dönmesini.
Ama yine bulurlar bizi, bilirim.
Korkunun kokusu keskindir, ölü gibi.
Sindiremem kokumu kokuna.
Sarılmak yetmez,
Kaybolmak lazım nefeslerde belki de.
Ve biliyoruz ikimizde bunu.
Sevdiğinden midir ki gidiyorsun benden?
“Yakalamasınlar seni de” mi diye.
Ve ben yine bu şehirde,
Bu satırları tek başıma ucuz bir kalemle, deftere yazıyorum bunları.
Yazdıkça değerlenir sandığım sen,
Mürekkep gibi sadece bu satırlara bulaşıyorsun.
Yatağa uzattığım bedenim,
Etrafımdaki diğer adamlar,
Bu şehir…
Bunlar yetersizmiş gibi gelse de yaşamaya,
Bir o kadar da sebep oluyor seni iyi anlatan anıları unutmaya.
Doğduğum şehre ilk ihanetimi de,
İşte bu satırlarla yapıyorum.
İstanbul affeder mi beni bilmem.
Son nefesten sonra toprağına katar mı bedenimi?
Ve bu ne kadar umurumda o da meçhul.
Bildiklerim öğretilen temel fiillerden ibaret.
Sevmek, nefret etmek, özlemek gibi.
Ve unutmamak da en baskın olanı.
Nasıl hatırlatıyorsa İstanbul herşeyi bana,
Nasıl vuruyorsa gözlerime anıları unutturmamak adına,
Ben de unutturmuyorum aklıma, nasıl gelip gittiğini.
Sen o keskin kokunla karışırken kalabalığa,
İstanbul fener oluyor hislerime, gerçeklere.
Ama ben yine de ihanet ediyorum bu cümlelerle.
Seni seviyorum, İstanbul’ un beni sevdiği gibi.

*Kaynak: http://www.radikalgenc.com/edebiyat/siir-edebiyat/istanbula-ilk-ihaney

** Bu yazımı hangi ruh halleriyle yazdığımı hatırlıyorum da... Yazının düzenlemeye ihtiyacı vardı ama hiç dokunmadım. Dokunmak istemedim. Hatta Radikal Genç' e ne zaman gönderdiğimi dahi hatırlamıyorum. Şimdi yaınladıklarını görüp, karşıma çıkınca; paylaşmak düştü payıma.

*** Teoman' dan gelsin... Çok sevdiklerimden biri. İstanbul' da sonbahar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...