___
Tek katlı o küçük ev çok uzakta.
Çevresini solmuş yaprakların koruduğu.
Yaşlı kestane ağacının döktüğü.
Göğüslerini açmış yapraklar,
Rüzgara aldırış etmeden,
Yağmurla daha da sıkılaşan,
Toprağın üstünde el ele vermiş koca bir bariyer.
Tek katlı o küçük ev gözlerimin az ötesinde.
Kapısından girince hemen giremeyeceğim.
Demir aralıklardan güç bulup,
Konuşacağım bir sürü cümle yazacağım.
Yapraklara söyleyeceğim önce,
Aklımın mürekkebinin ihanetine uğramazsam,
Bir bir sayacağım cümleleri art arda sana da.
Tek katlı o küçük ev, evet ben geldim.
Ama önce o yaşlı kestane ağacına selam vereceğim.
Kalbimi ellerine alıp, sakinleştirmesini,
Kökleriyle içimdeki tüm korkuları çekmesini,
Dallarıyla sırtımı sıvazlayıp cesaretlendirmesini,
Karşına çıktığımda aklımdaki tüm cümleleri,
İçimdeki tüm duyguları önüne sereceğim.
İşte bak, tek katlı o küçük evdeyiz,
Katettiğim yolların tüm renklerini,
Bunca zamanın birikmiş özlemini getirdim.
Kapının ardında bıraktım tüm yüklerimi,
Büyük sırrımızı paylaşan o yaşlı kestane ağacına.
O küçük evin etrafında olan herkes şahit.
Farkında mısın peki kapının ardındakilerden?
___
* Çok konuşasım yok. Köşemden okuyup, izliyorum, dinliyorum. Geçen hafta yazdıklarımdan birini bugün düzenleyip, paylaşmak istedim sadece.
** Şu sıra aklımda tek soru var? Yaşamak için ne kadar cesurum? Bazen çok yüksek ama kendi kriterleri içerisinde tutuyorum. Ya siz ne yapıyorsunuz? Aa gitmeden dip not hep çok sevin.
*** Defalarca dinlediğim için paylaşmadan olmazdı.