26 Nisan 2020 Pazar

Hücre Notları - 2

_____

Nefesim kesilmesine rağmen,
Koşarak uzaklaşmaya çalışıyordum.
Hızım arttıkça bir anda havalanacakmışım gibi.
Durmadan, bulutlara kadar çıkıp,
Sadece beyaza karışana kadar devam edip,
Olmam gereken yere varmış gibi.
Huzurla, güvenle oraya ulaşacakmış gibi hızlı.
Ama sadece ormana kadar gelebilmiştim.
Yürümeye gücüm kalmamıştı.
Kaldım o kocaman ağacın altında. 
Hiç görmediğim bir ışıltıyla parlıyordu yaprakları.
Su taneleri birinden diğerine damlarken,
Birbirleriyle dans eder gibi sahnedelerdi.
İnce bir rüzgarla bazen hızlanıyor,
Bazen ise birbirlerinin sırasını bekliyorlardı.
Bir an, belki de tek bir an.
O damla olmak oldu derdim.
Rüzgarın sesiyle dans ederlerken,
Beni de aralarına alsalar.
Yapraklar arasında dolaşırken,
Sonunda toprağa doğru ilerlesem.
Yeşile kavuşsam.
Orman olsam.
Ucunda yine kuş olur muydum acaba?

___

* Bazı insani duygularımızı da bazı günler dışarı çıkarma yasağı olmalı. Evet, bu duygular insanı insan yapan. Ama ara verilse sizce de ufak bir medite durumu yakalamaz mıyız?

** Erkan Oğur eşlik etti bana. Size de etmeli belki de. 


Hücre Notları - 1


______

Bilinenin aksine cümleler kursak.
Olduğu yerden alıp, anlamsızlaştırsak.
En uzun cümlelere serpsek kelimeleri.
Ne farkı olur düzenlisinden.
Doğru yerde duran kelime,
Getirecek mi gideni?
Ya O kelime?
Gerçekten hep mi doğru anlaşılacak?
Kalifiyeli olanlar peki?
Kısaltacak mı cümleleri?
Sanmıyorum.
O yüzden bozmakta ısrar ediyorum.
Kuralsız, kafiyesiz, işaretsiz.
Nerede duracağını,
Nerede devam edeceğini,
Nerede soracağını bilmeden.
Sözler veremeden.
Büyük cümleler etmeden.
Ne kadar yaşar insanoğlu?

Öyle değil mi?
Gelecektir gelecek olan.
Kalacaktır çok seven.
Gerekirse ağlayarak,
Gerekirse gülerek.
Bazen dokunarak.
Bazen de sadece anarak.
Çok hecelere sığınmadan.

_______


* Uzunca cümleleri kimse dinlemiyorsa, hıncınızı yine kelimelerden çıkartırsınız.  Siz yapmıyor musunuz? Yalan söylüyorsunuz. İç sesinizin yankısını lütfen biraz kısınız.

** Karantinada olabilecek en geç zamanda bloğa döndüm. Devamına o zaman.



İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...