__
Kurcalamıyorum saatleri,
Kalsın kıpırdamayan yerinde.
Gelmiyor işte o gün,
Ya da gitmiyor o gün.
Kafamın dibinde durmadan sağa sola,
Kulaklarımı tırmalıyor tik tak, tik tak.
Gölgesi yalpalanıyor bazen,
Güneşin vurduğu zamanlar,
Sonra aya bırakıyor elini..
Aynı onun gibiyim işte.
Yürüyorum uzunca gündüzleri.
Konuşuyorum insanlarla.
Gülüyorum hatta bazı zamanlar.
Bazen dalıp gidiyorum,
Gözlerim dolu dolu olduğunda kendime geliyorum.
Gülümsüyorum kendime.
Gülümsüyorum geçmişe.
Bir yer var sanki,
Böyle rengi belirsiz bir anı.
Eski bir kokusu var,
Eski bir halı,
Güneşin vurduğu renkleri kırmızı olan,
Camı açık, rüzgar var dışarıda.
Perdeyle oyun oynuyor.
Ne bir yüz var,
Ne bir ses.
Ellerim var bir de.
Duyduklarına eşlik ediyor gibi.
Ve o saat.
Sağa sola giden.
Biri tam da o ana bırakmış beni.
Ne gidebiliyorum.
Ne uyanmak istiyorum.
Sanki olması gerektiği gibi.
Ve arkamda sen varsın.
Gölgen var perdemde.
Hissediyorum sıcaklığını.
Uzak ama yakında.
Hatta delirmediysem içimde.
Ellerim de.
Tutsan, dağılıp gidecek.
Tutsan, belki de zaman duracak.
Ve arkamda sen varsın.
Gölgen var perdemde.
Hissediyorum sıcaklığını.
Uzak ama yakında.
Hatta delirmediysem içimde.
Ellerim de.
Tutsan, dağılıp gidecek.
Tutsan, belki de zaman duracak.
__
* Zamanla derdim yok diyorum ama koşup gitmesinden hoşnut değilim. Durdursam, bir yer bulup sevdiklerimi oraya koysam, saklasam olur muydu? Yoksa bencil bir farenin küçük hayal dünyasına mı dönerdi dileklerim.
** Eskilerden o zaman Yanni - The Rain Must Fall