23 Kasım 2010 Salı
11 Kasım 2010 Perşembe
Hurts
Dün gece dream.tv de farkettiğim bir grubu paylaşmayı borç bilirim.
Hurts.Theo Hutchcraft ve Adam Anderson' dan oluşan İngiliz bir grup kendileri.
Theo' nun vokal de şarkıları o süper sakinlikle söylemesi, cool tavırlarıyla ayrı bir dikkatimi çektiği gerçeğini de inkar edemem sanırım.
Depeche mode a zamanında verdiğimiz sevgimizi onlarla paylaşabilirim. Hatta ilk albümleri olan "Happiness" albümünü bir süre baş köşede sıkılmadan dinlerim."
Resmi web siteleri olan http://www.informationhurts.com/ uzantısında tanımak mümkün bu ikiliyi.
Yine bu albümden "Sway" parçasını izlemek için;
*Klip yönetmenlerini birer birer tebrik etmek gerek. Özellikle de "Wonderful Life" ... (tıklamalı...)
Hurts.Theo Hutchcraft ve Adam Anderson' dan oluşan İngiliz bir grup kendileri.
Theo' nun vokal de şarkıları o süper sakinlikle söylemesi, cool tavırlarıyla ayrı bir dikkatimi çektiği gerçeğini de inkar edemem sanırım.
Depeche mode a zamanında verdiğimiz sevgimizi onlarla paylaşabilirim. Hatta ilk albümleri olan "Happiness" albümünü bir süre baş köşede sıkılmadan dinlerim."
Resmi web siteleri olan http://www.informationhurts.com/ uzantısında tanımak mümkün bu ikiliyi.
Yine bu albümden "Sway" parçasını izlemek için;
*Klip yönetmenlerini birer birer tebrik etmek gerek. Özellikle de "Wonderful Life" ... (tıklamalı...)
10 Kasım 2010 Çarşamba
9 Kasım 2010 Salı
Mother and Child / Anne ve Kızları
3 kadının, hayatlarının bir yerinde çakışmasını anlatan Rodrigo Garcia yapımı, kurgusunun gerçekten başarılı olmasından kaynaklanan, ışıklarından tutun müziklerine kadar ayrı bir emek harcanmış bir filmden bahsetmek istiyorum. Güzel bir günde denk gelmesinden dolayı mı bilmiyorum ama anne olmanın ne kadar kutsal birşey olduğunu ve aslında içimde ne kadar istediğimi anladım. İlişki konusunda çok becerikli olmam gerekiyor sanırım bu istek için. Uzun bir süre rafa kaldırmam boşa değil.
Elizabeth' in geçmişinden dolayı öfkeyle beslediği duyguları, kendince cezalandırıp, başkalarına yaşatarak ders veren ama aslında her kadın gibi "aile" kavramının gerçeği ile yaşayan, aşktan bir o kadar da kaçan hatta inanmayan biridir. Karen ise yıllar önce yaptığı seçimiyle yaşadığı acıyı , "zaman hiç bir acıyı azaltmıyor" cümlesine anlam katan biridir. Lucy ise çocuğu bir türlü olmayan, bunun için her yolu deneyen, bundan sebep bir sürü olayla karşılaşıp, başa çıkmak zorunda olan biridir. 3 ü de sıradan bir kadındır. Film ilerlerken, bu 3 kadının yavaş yavaş yakınlaşan hayatlarını ve sonunda güzel bir manevrayla çakışmaları, yüzünüzde gülümsemeyle, gözlerinizi yaşartıyor. Kadın olmamdan kaynaklanan etki ise bir başka. Anne ve 2 kız kardeş düşkünü olarak ise bambaşka.
Filmin müzikleri konusunda ise benim düşüncem biraz cimri davranıldığı, en güzelini ise sona sakladıkları gerçeği. Edward Shearmur' un diğer filmlerden tanıdık gelen yorumu. Lucy Schwartz'ın o hoş sesinden duyduğumuz Little One şarkısı ise bahsettiğin sona saklanan şarkı. "Little one, little love, little hands, look how they hold the worl" diye tane tane söylemeye başlayınca ister istemez sizde eşlik etmeye başlıyorsunuz. Bu durum bende gecenin bir yarısında üst üste bu şarkıyı dinlemek, dvd' yi bozacak raddeye getirdi bir ara, itiraf ediyorum burada da. Ki bilen bilir bu durumumu, şarkıyı sevmem etrafımdakiler için bir tehlike oluşturmakta.
Lucy' nin o güzel sesini dinlemek için tıklayalım...
İyi seyirler..
Yazar seslenişi: Sayın Rodrigo, 3 kadının da gözlerinin içindeki şefkat ve duygusallığı bu kadar güzel ekrana yansıtmak nasıl bir duygu acaba?
Elizabeth' in geçmişinden dolayı öfkeyle beslediği duyguları, kendince cezalandırıp, başkalarına yaşatarak ders veren ama aslında her kadın gibi "aile" kavramının gerçeği ile yaşayan, aşktan bir o kadar da kaçan hatta inanmayan biridir. Karen ise yıllar önce yaptığı seçimiyle yaşadığı acıyı , "zaman hiç bir acıyı azaltmıyor" cümlesine anlam katan biridir. Lucy ise çocuğu bir türlü olmayan, bunun için her yolu deneyen, bundan sebep bir sürü olayla karşılaşıp, başa çıkmak zorunda olan biridir. 3 ü de sıradan bir kadındır. Film ilerlerken, bu 3 kadının yavaş yavaş yakınlaşan hayatlarını ve sonunda güzel bir manevrayla çakışmaları, yüzünüzde gülümsemeyle, gözlerinizi yaşartıyor. Kadın olmamdan kaynaklanan etki ise bir başka. Anne ve 2 kız kardeş düşkünü olarak ise bambaşka.
Filmin müzikleri konusunda ise benim düşüncem biraz cimri davranıldığı, en güzelini ise sona sakladıkları gerçeği. Edward Shearmur' un diğer filmlerden tanıdık gelen yorumu. Lucy Schwartz'ın o hoş sesinden duyduğumuz Little One şarkısı ise bahsettiğin sona saklanan şarkı. "Little one, little love, little hands, look how they hold the worl" diye tane tane söylemeye başlayınca ister istemez sizde eşlik etmeye başlıyorsunuz. Bu durum bende gecenin bir yarısında üst üste bu şarkıyı dinlemek, dvd' yi bozacak raddeye getirdi bir ara, itiraf ediyorum burada da. Ki bilen bilir bu durumumu, şarkıyı sevmem etrafımdakiler için bir tehlike oluşturmakta.
Lucy' nin o güzel sesini dinlemek için tıklayalım...
İyi seyirler..
Yazar seslenişi: Sayın Rodrigo, 3 kadının da gözlerinin içindeki şefkat ve duygusallığı bu kadar güzel ekrana yansıtmak nasıl bir duygu acaba?
2 Kasım 2010 Salı
Ozan Ünlü - Bu yüzden / Doğum Günü Arifesi
Dilimde bugün bu şarkı. Doğum günümün ilk hediyesini aldım kiiii..... Fotoğrafı ele geçirsem bi' de... Güzel bir yıl olacak. 1 gün önce hediye almamdan belli.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
İçimdeki Fısıltılar - 5
___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu. Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...
-
İlk defa böyle bir yazı yazmak durumunda kalıyorum. Dün akşam kapımı çalan bir anneden bahsetmek istiyorum sizlere. İnternet kocaman bi...
-
............ Bir Cuma akşamını serdim yere... Üzerine yatıp, göğü karartmaya karar verdim. Bir anda.. Bana amade bir günmüş gib...
-
Akşam uyumadan önce aynı şarkıyı mırıldanıyordum, sabah aynı şarkıyla uyandım. Mutluydum gözlerimi açtığımda. Uzun zaman olmuştum. Koca bir...