7 Mart 2011 Pazartesi

22.02.2011 / 04.03.2011


Hayalini kurup, inkar ettiğim.
Bak yüzüme de söyle, kaçırma gözlerini.
Söyle hadi, geleceğe adadığın suret mi karşındaki?
Gözlerine düşen hayallerinin sahibi mi?
Cevabının bana dönük sandığım şu günler,
Yüzüm gülerken yanımdan yaşlar dökülüyor. 
Durduramıyorum kendimi bir anda.
Silen sen misin yoksa rüzgar mı?
Ya bu içimi ısıtan, hissettiğim güzel sıcaklık.
Hayır, güneş olamaz.
Nefesindir karışan nefesime.
Yoksa nasıl yaksın ki bu kadar içimi.

Ah sevdiğim benim.
Tanıdık yüzüm, yabancı kalbim.
Gitsem, gidesim yok.
Kalsam, bir planım da yok.
Yer var bilirim.
Rüyalarında,
Hayallerinde,
Kafanı yaslayıp uyuduğun yatağında.
En önemlisi de kalbin ve ellerin.
Isıtırlar nasıl olsa üşüyen ruhumu
Kuruturlar ıslanmış gözlerimi.


*Farklı zamanlar da farklı duygular içinde karışırken içim, artık karşı koymuyorum yazacaklarıma. Koyu yazılanlar soru işaretiyken kalemimde, buraya dökülürken cevaba dönüştü.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...