3 Mart 2010 Çarşamba

Bağlılık


Zaman zaman düşünülenin aksine ne kadar bağlı olduğumun farkına varıyorum.

Geçmişime bağlıyım. Beni mutlu eden tüm anılarla beraber yürüyorum. Gereksiz gülümsemelerime sebep, ilaç gibi canıma hatta. Biran müzik dinlerken, bir yerden geçerken, başıma birşey gelince. Birileriyle değil, tek başıma güldürecek, gülerken de orada olmaya özlem duyuracak zamanlardan bahsediyorum. Tutsam, bırakamasam diye düşündürüyor hatta. Bir de canımı acıtan zamanlar var. Garip, o zamanlara ait herşeyi unuttuğumu her fırsatta söylesem de bırakamıyoruz birbirimizi. Her düşük cümlem de hissediyorum onları. Ne zaman büyüyüp, sadece tecrübe olarak bakarım acaba? diye düşüyorum. Bırakmaya niyetli cümleler kurup ama düşünmeyen insanım birazda. Kendi içimde ironik davranışlarla devam ediyorum. Unutmaktan çok anımsamaya dönüşüyor herşey.

Aileme bağlıyım. Destek olmadan istediklerim için bir yere kadar savaş veririm. Neler istedim, neler yaptım kısmında çok eksiklerim var. Neden peşinden koşmadım kısmında benim yüreğim mi onların yüreği mi kaldırır kısmını düşündüm hep. Öyle yetiştirilmiştim. Yapacaklarımın sınırını bir yere kadar öyle çizmiştim. Ne yaşarsam yaşayayım, yaptığım hareket her ikisini de üzeceği birşey olursa yapamıyorum. Koca bir duvar beliriyor biranda. Neden yapmadım? sorusunu hissedeceğim, vicdanını yaşayacağım hiçbirşey de yüklemediler bana. Sadece kendimle savaşacağım güzel birkaç zaman.

Sevdiğime bağlıyım. Aslına bakılırsa annemin düşünceleri altında yetiştirilen bir çocukluk geçiren birine göre normal. Kendi düşüncelerim şekillendiğinde herşey hakkında çok şey değişirken, bu durum değişmedi. Birinin varlığı gerçeğiyle yaşamak, paylaşmak kavramları ama tek kişiyle. İçimdeki tüm Merve'leri dile getirecek biri belki de. Sinirlenip kızdığında, kendinden kaçtığında bile orada olmalı diyeceğin kişi. İstatistiğe vurulunca ilişkilerimde tutarsızlığı yüksek, ne istediğini bilmeyen biri olarak gözüktüğümü biliyorum. Tutarsız adamlarla oluşturduğum bir ilişki çeşidi olmuş olsa da. Kangren ilişkiler süreci.Belki de ... Neyse...

İnançlarıma bağlıyım. İnandığıma bağlıyım. Kendi doğrularımla çeliştiği zamanda en çok belki de yardımcı olanda bu durum. Kendime bağlıyım. Bunu yalnızlık olarak algılayan bir sürü insan var etrafımda. Peki adı yalnızlık olsun ama yalnızlık garip değil. Paylaşmak kadar normal.

* Şu bir gerçek benim için; içimde akan cümleler o kadar karışık ki halen bile düzene sokamıyorum. Farkındalıkla, bu saniye yaşananlar ve yaşanacaklar arasında kurulan,kurulacak ve kurulamayacak satır aralarına saklamışım herşeyi. Bir kelime yanına gelecek diğer kelimeler belirsiz, düzensiz. Yüklemi ve özlemi bir sıraya dizemeyecek kadar asi. Noktalama işaretlerine kadar herşey mevcut. Ama düzeni sağlayacak Merve iyileşse bir de.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...