20 Ekim 2010 Çarşamba

Şu sıra...

"Hayatı sahip olamayacakları hakkında yazacağı iki kelime arasında gelip giderken, bir yandan korkuları saracak etrafını. Tek başına yaşayacak olmanın verdiği acı dökülecek tüm satırlarına. Toparlamak isteyecek ama olacak mı peki? Zor. Göreceği yansıma, saklamaz gerçekleri, saklamaz olanları ve olanların getirdiği ifadeleri. Tükenecek sonunda onun da nefesi. O da biliyor. Öncekilerden hatırlar çünkü tüm bildiği cümleleri."

*Güzel anımsamak istiyorum herşeyi, anımsıyorum da. Çukurun içinden gelen sesler sadece yankı. Olanlara üzülmek ise; uzaktan bile tanımadığın birinin haberini okuyup,acımak kadar sahte. Pişmanlık kelimesi yok dilimde yine. Sinirle söylediğim belki bir kaç cümle toparladığım. Göremediğim belki koca yıkık bir gelecek. Ama güzel yine de  susmak, yüzümdeki gülümsemeyle. Kirpiklerimi ıslatan damlalar ise geçmişten kalandı. Öyle işte. Koca bir zaman dilimiydi. Bitti.
Ve evet, anlaşıldığı üzere geri geldi ruhum. Sıcacık bir tanıdık elin yardımıyla. Hatırlattığı ve öğrettiği ise doğruydu. Yaşa hayatı doyasıya. İstediğin,hissettiğin gibi. Bırak hesabı ödemek, ne yaşadığını bilmeyenlere kalsın. 

**İkinci paragraf ve sonrasını yazabiliyorsam onlar sayesinde. Anneme ve babama tekrardan teşekkür etmiş oldum sanırım bu sayede, anlayışları ve gerçekçilikleri için. Köprü olan anneme tabii ki çarpı iki bu teşekkürüm. Sizi seviyorum

Güzel bir sountrack; Tıklayalım bakalım.

1 yorum:

  1. Üzüntü kendi kendini giderir, ama mutluluğun tam tadını çıkarmak istiyorsan eğer, onu paylaşacağın doğru birinin olması gerekir. Ayrıca unutma ki sevgili Merve.N.G. büyük üstadın da dediği gibi tomurcuk derdinde olmayan ağaçta odundur maalesef!!! Yoksa sen marangozmusun ?

    YanıtlaSil

İçimdeki Fısıltılar - 5

 ___ Gölgeli bir güne güneş doğuyordu.  Ben de sabrımın en uçlarında uzunca bir yürüyüş yapıyordum. Öyle ki güneş arkamdan tepemi ve omuzlar...